Merhaba arkadaşlar,
Ben şu sıralar film kolik olma yolunda ilerlemeye çalışıyorum gibi gibiyim.
Ama iyi geliyor film izlemek,hele de romantik komedi tarzıysa değmeyin keyfime :)
Aaaaah şu duygusallığım aahhhh...
Gelelim izleme listemdeki sıradaki filme;Aşkın Ömrü Üç Yıldır
Konusu şöyle:Marc’i edebiyat eleştirmenliği yaparak hayatını kazanan yakışıklı, genç
ama karısının gözünde 'işe yaramaz' bir adamdır. İşinde daha başarılı bir yazar için
terk edildikten sonra Marc, bir süre bunalıma girer ve kadın-erkek ilişkileri ve de
aşkın kısa soluklu olması üzerine bir kitap yazar. Bu arada bir düğünde kuzeninin
eşi olan Alice ile tanışır.Alice çekici olduğu kadar ulaşılmaz bir hatundur.
Marc ısrarından vazgeçmez ve bir şekilde Alice'i baştan çıkartır fakat bu sırada
Alice "aşkın en fazla 3 yıl süreceği" iddiasındaki kitapla karşılaşır.
Yazar Frederic Beigbeder’in, aynı adlı çok satan kitabından yine yazar tarafından
senaryolaştırılıp beyazperdeye aktarılan filmin baş rollerini Gaspard Proust ve
Louise Bourgoin paylaşıyor.
Filmde en hoşuma giden şey William Shakespeare 'nin 116.sonesi oldu.
mutlu birleşmesine hiçbir engel yok bence
gerçekten sevenlerin. sevgi demem sevgiye
bir döneklik yaparsa bir değişme görünce,
başka yola saparsa sevgili saptı diye:
hayır, sevgi besbelli sağlam bir nirengidir,
boraları gözler de sallanmaz, göğüs gerer,
gemilere yön veren yıldızların dengidir,
değeri bilinmeden başı ta göğe erer.
zamanın soytarısı değildir sevgi asla,
gül yüzlüler göçse de orağına düşerek
o değişmez kısacık günlerle haftalarla,
direnir ve kanatlanır mahşerin ucuna dek.
yanılıyorsam bunda ve çıkarsa yanlışım,
ne hiç kimse sevmiştir, ne ben şiir yazmışım.
gerçekten sevenlerin. sevgi demem sevgiye
bir döneklik yaparsa bir değişme görünce,
başka yola saparsa sevgili saptı diye:
hayır, sevgi besbelli sağlam bir nirengidir,
boraları gözler de sallanmaz, göğüs gerer,
gemilere yön veren yıldızların dengidir,
değeri bilinmeden başı ta göğe erer.
zamanın soytarısı değildir sevgi asla,
gül yüzlüler göçse de orağına düşerek
o değişmez kısacık günlerle haftalarla,
direnir ve kanatlanır mahşerin ucuna dek.
yanılıyorsam bunda ve çıkarsa yanlışım,
ne hiç kimse sevmiştir, ne ben şiir yazmışım.
Bir de,filmin başlangıcında,çok sevdiğim Charles Bukowski'nin görüntüsü ve düşündürücü şu sözleri güzeldi.
Aşkı tanımlar mısınız? Bukowski: aşk? gün doğmadan uyandığınızda bir sis görürsünüz ya!
kısa bir süre orada durur, sonra birden yok olur gider.
Ciddi misiniz?
Bukowski: kesinlikle!
Yok olur gider mi dediniz?
Bukowski: evet. hem de çok hızlı bir şekilde.. aşk, gerçekliğin ilk ışıklarında
Ciddi misiniz?
Bukowski: kesinlikle!
Yok olur gider mi dediniz?
Bukowski: evet. hem de çok hızlı bir şekilde.. aşk, gerçekliğin ilk ışıklarında
yok olacak olan bir sistir.
Ayrıca bazı replikler de ilgimi çekmedi değil,mesela "Aşk, problemi olmayan insanların problemidir. Herkes aşkın ne olduğunu bildiğini sanır ama hepimizin bildiği gibi aşk bir gizem.
Yani bence güzel bir film,hoş ve eğlenceli :)
Hepinize iyi seyirler diliyorum
Sevgiler
Bukowski'nin yorumu fenaymış gerçekten! Adam zaten bambaşka diyarlardan bir adam, düşünüşüyle, yaşayışla
YanıtlaSilGüzel bir film gibi :))
YanıtlaSilkitabını okumuştum filmini de bi izleyim barik :)
YanıtlaSilaşk olsun da!
YanıtlaSil