Merhaba,
Sevgili deeptone sayfasında gördüm. Bu hafta kelime oyunu için beş kelime var: Kedi Film Keman Hasret Ağaç.
Ben de bir şeyler yazayım dedim :)
TÜRKAN ABLA
Elli beş yaşına gelmişti Türkan Abla. Eşi vefat etmişti. Çocukları vardı ama hepsinin evi barkı, yuvası vardı. Kendisi istemişti kimseye yük olmadan yalnız yaşamayı.
Sabahları erken kalkar, namazını kılar, günlük işlerine sarılırdı. Çok titizdi. Sanki evine her an misafir gelecekmiş gibi tertipli, düzenli dururdu.
Kedisi vardı. Bembeyaz olduğu için adını "pamuk" koymuştu. Can yoldaşıydı onun. Çocuklarına olan hasretini onunla gidermeye çalışıyordu.
Mahalleden pek fazla kişiyle görüşmezdi. İçine kapanıktı, dedikodu yapmazdı, az konuşurdu. Bizim aramız çok iyiydi. Cuma akşamları film izlerdik birlikte, şimdilerde "romantik komedi" dediğimiz tarzda filmler. Mutlu sonlarla biten filmlere bayılırdı. Çok duygusaldı ve herkesin mutlu olmasını isterdi. Kendisi de mutlu bir hayat sürdü eşi ile birlikte.
Eşini anlatırdı bana bazen. Bir keresinde eşinin ona nasıl evlenme teklifi ettiğini anlattı. Normalde çok utangaç bir adammış ama aşk insana neler yaptırıyormuş. Neyse efendim enişte bey, bir kasete Necdet Tokatlıoğlu'nun seslendirdiği "bir sevgi istiyorum" adlı şarkıyı kaydetmiş, bir arkadaşının da teybini alıp Türkan ablaların bahçesine girmiş. Teybi bir ağaca asmış, sesini de açmış. Türkan abla aniden balkona çıkmış. Romantik enişteyi yerlere kırmızı güllerle kocaman bir kalp şeklinin içinde görünce donup kalmış.
Dışarı çıkmış, yavaş yavaş sevdiği adama doğru ilerlemeye başlarken çalılıkların arasından elinde kemanla "samanyolu" şarkısını çalan bir genç belirmiş. Türkan abla iyice şoka girmiş. Enişte bey, Türkan ablayı güllerden oluşan kalp içine almış. Önünde diz çökmüş. Cebinden kırmızı bir kutu içinden tek taş bir yüzük çıkarıp evlenme teklif etmiş. Türkan abla "evet" der demez ağlamaya başlamış. O anlatırken ben de ağladım tabii.
20 yıl birlikte mutlu bir hayat yaşamışlar. Bir gün eşi rahatsızlanmış doktora gitmişler birlikte. Doktor, Türkan ablaya eşinin azıcık ömrü kaldığını söyleyince kadıncağız mutsuzluğu o zaman öğrenmeye başlamış. Eşinden saklamış hastalığını bir süre. Mutlu günlerine devam etmişler. Adam bir gün çok fenalaşmış. Türkan ablayı yanına çağırmış "sen benden sakladın öleceğimi ama ben senden saklamayacağım, ölüyorum ben. Ama çok mutlu yaşadım seninle, bu hayattan da mutlu bir şekilde gidiyorum, verdiğin sevgi ve saygı için teşekkür ederim" demiş ve Türkan ablaya sarılmış. Bir kaç saniye sonra son nefesini vermiş.
O gün bugündür Türkan abla kalben yalnız, ama öyle içten ve gerçekçi bir sevgi yaşadığı için de mutlu.
"Eskidenmiş o saf ve temiz sevgiler, günümüzde yaşananlar o günlerle boy ölçüşemezler" der hep.
Gerçek sevenlerle çakışsın yollarınız...
Minik